8:00 - 19:30
8:00 - 19:30
– Lastiklerin havasını kontrol edin
– Yedek lastiğinizi kontrol edin
– Lastik diş derinliklerine bakın
– Rot-Balans ayarlarınızı kontrol ettirin
– Frenleri kontrol ettirin
– Radyatördeki antifiriz miktarını ölçtürün
– Silecek lastiklerine bakın
– Silecek suyunu tamamlayın
– Motor yağını kontrol edin
– Elektirik aksamını kontrol edin(uzun/kısa far; sinyaller; stop lambaları;
park/gabari)
– Araç altına mutlaka göz atın. Yağ ve su kaçağı varmı kontrol edin.
Otomobilinizin yakıt tüketimi ne kadar, biliyor musunuz?
Kullandığınız aracın yakıt tüketimini hesaplayabilmeniz için aşağıdaki tabloya
en az iki verinin doğru girilmesi gerekiyor. Bu değerler deponuza doldurduğunuz
“yakıt miktarı” ve bu yakıt miktarıyla “katedilen yol“un uzunluğu.
Eğer “Kilometrede kaç para yakıyor?” sorusunun cevabını da merak ediyorsanız,
“Kullandığınız yakıtın litre fiyatını” da bilmeniz gerekiyor.
Bu değerlerle doğru bir hesap yapmak için:
1 – Deponuzu kapağa kadar yakıtla doldurun,
2 – Günlük kilometre sayacınızı sıfırlayın,
3 – 100-200 km yada daha uzun yol yaptıktan sonra aynı benzincide aynı pompada
deponuzu tekrar kapağa kadar doldurun ve litre değerini not edin.
4 – Otomobilinize bindiğinizde günlük km değerini not edin.
5 – Aldığınız yakıtın litre fiyatını not edin.
Doğru Viraj Alımında Geçerli 2 Genel Kural
Viraj alımında geçerli ilk kural “yavaş gir – hızlanarak çık” şeklinde açıklayabileceğimiz ve yapılan genel hatanın tersine otomobili virajın alımı sırasında değil, daha viraja girmeden yavaşlatmayı hedefleyen kuraldır. “Önce dış -sonra iç- tekrar dış” olarak adlandırabileceğimiz ikinci kural ise virajı dönülmesi mümkün en geniş açıyla dönebilmemizi ve dolayısıyla otomobilin yere daha fazla tutunmasına yardımcı olmayı amaçlar. Bu her iki kural da doğru viraj almanın mantığını anlatmak için yazılmıştır ve sizle birlikte diğer araçların da seyir halinde olduğu normal trafikte uygulanması son derece tehlikeli sonuçlar doğurabilir. Bu sebeple tuninglinx olarak günlük trafikte size ayrılan yol çizgilerine uymanız gerektiğini hatırlatırız.
Yapılan Hatalar
Viraj alımında genellikle yapılan en önemli hata, viraja otomobilin yere tutunma sınırlarını zorlayacak bir hızla girip daha sonra viraj içinde fren kullanma mecburiyetinde kalmaktır. Eğer dikkatli bir sürücü iseniz diğer araçlarla birlikte viraja girdiğinizde çoğu sürücünün hızını ayarlayamamaktan ötürü neredeyse viraj çıkışına kadar fren lambalarının yandığına şahit olmuşsunuzdur. Bunun, şüphesiz ki viraj alımında uyulması gereken belli kuralları uygulamamaktan kaynaklanan nedenleri vardır.
Şekil 1’de yanlış şekilde girilen bir viraj görülmektedir. Fren noktasında otomobilin bulunduğu yanlış konum ve hızını ayarlayamamaktan ötürü, virajın orta noktası olan apex’te viraj açısının ne kadar keskinleştiği rahatlıkla görülmektedir. Sonuç olarak bu noktada aracı neredeyse durma noktasına varacak kadar yavaşlatmak mecburi hale gelmektedir.
Virajları Doğru Almak
Viraj alınırken yolun ne genişlikteki bölümünün kullanılacağı bir çok dış etkene bağlıdır. Viraj içinde karşı yönden gelen olup olmadığını görmemizi engelleyen ağaç vb. görüş engelleyici birtakım etkenler ya da yolun şehir içi veya şehirlerarası bir yol olup olmadığı gibi.. Ancak, her koşulun uygun olduğu varsayımından hareketle doğru viraj alımını şu şekilde açıklayabiliriz:
Şekil 2 doğru şekilde viraj alımını göstermektedir. Doğru viraj alımında sürüş çizgisi “önce dış -sonra iç- tekrar dış” şeklinde olmalıdır. Şekilden de anlaşılacağı üzere, viraja dıştan, yani sağa dönen virajlarda yolun soluna yanaşarak, sola dönen virajlarda ise yolun sağına yanaşarak dönmek esastır.
Otomobili viraj içerisinde yavaşlatmak yerine, gerektiği kadar vitesle birlikte hız düşürülerek otomobilin lastikleri yere tam olarak tutunabilecek şekilde viraja mümkün olduğunca dıştan girilir. Yani, otomobil viraja daha girmeden yavaşlatılması tamamlanmış olmalı ve bu hız, şekilde “apex” olarak gösterilen virajın orta noktasındaki hız dahil, virajın tümündeki en düşük hız olmalıdır. Fren ancak viraja giriş noktasından önce otomobili yavaşlatma maksadıyla kullanılmalıdır, viraj içinde frene basılmaz.
Fren noktasından itibaren otomobil virajın içine yönlendirilerek apex’e kadar kontrollü bir şekilde gaz verilir (hız belirli bir miktarda artırılır). Orta noktada (apex’te) otomobile uygulanan merkezkaç kuvveti maksimumdadır. Bu nokta aynı zamanda virajın en içten dönüldüğü noktadır.
Virajın en iç konumunda bulunulan apex’te virajın uzak olan dış noktası hedeflenerek otomobil gaza oturtulur. Ancak gaz verirken otomobili kasmak ve lastikleri zorlamak yerine hem motorun daha çabuk hızlanması hem de lastiklerin soğuyabilmesi için bir an evvel düzelterek aracı gerektiği kadar dışa bırakmak gerekmektedir.
SÜRÜCÜLÜK
Trafik kurallarına uymak bir zorunluluktur. Ancak, trafiğe çıkan her sürücü, bu kurallara uymayı bir ilke olarak kabul etmelidir. Hepimiz kuralsızlığın kargaşaya yol açtığını biliriz. Ancak, trafikte kuralsızlık, kazaları, en kötüsü de yaralanma ve ölümleri beraberinde getiriyor.
“Yalnızca kuralları bilmekle, hata yapmamakla iyi sürücü olunmaz. Eğer
karşındakinin yaptığı hatayı giderebiliyorsan, o zaman iyi sürücü olursun.”
Bu bölümde; “iyi bir sürücünün” sahip olması gereken kimi özellik ve durumlar
ele alınacak…
GÜVENLİ BİR SÜRÜŞ İÇİN MERHABA!…
Sürücü belgenizi aldınız. Artık trafiğe çıkmaya hazırsınız. O halde,
“karayolu”nun trafik için kamunun yararlanmasına açık olan arazi şeridi,
köprüler ve alanlar olduğunu lütfen unutmayalım.
Trafiğe çıkmak ciddi bir karardır. Sürücü belgesi almış olmak bunun ilk koşulu
olsa da, deneyimsizlikler trafiği aksatmamalıdır. Bu nedenle deneyimsiz
sürücüler, trafiğin az olduğu saatler ve güzergahları seçmeli, deneyim biraz
daha arttığında yoğun trafiğe girilmelidir.
Trafik kurallarına uymak bir zorunluluktur. Ancak, trafiğe çıkan her sürücü, bu
kurallara uymayı bir ilke olarak kabul etmelidir. Hepimiz kuralsızlığın
kargaşaya yol açtığını biliriz. Ancak, trafikte kuralsızlık, kazaları, en kötüsü
de yaralanma ve ölümleri beraberinde getiriyor.
Öyleyse ne yapmalıyız?
*Sürücü koltuğuna oturduğumuz andan itibaren kafamızdaki her şeyi atmalı ve
dikkatimizi sadece yola vermeyi bir alışkanlık haline getirmeliyiz.
*Lütfen dikkat! Yola zamanında çıkmamışsak, zamanında varmaya çalışmayalım.
Telaş kazayı davet eder. Telaş yerine sakinliği, sinirlenme yerine ise hoşgörülü
olmayı sağlamalıyız.
*Trafiğe çıkardığınız araç bakımlı olmalı. Düzenli bakımı yapılmamış bir araçla
trafiğe çıkmak, hem kendimiz hem de diğer insanlar için tehlike oluşturacaktır.
*Yine araçta bulundurulması gerekli olan malzemelerin tam olmasına özen
gösterilmelidir.
*Bu malzemeler, yalnızca bulundurulması zorunlu olduğu için değil, gerçekten
gerekli oldukları bilinciyle araca konmalıdır. Malzemeler zaman zaman kontrol
edilmelidir. Gerekiyorsa yenileriyle değiştirilmelidir. Yangın söndürme cihazı
ise 3 ayda bir kontrol ettirilmelidir.
*Ve lütfen yangın söndürme cihazını sürücü koltuğunun yanına kolay erişilebilir
bir yere koyalım. Unutmayalım ki, yangın söndürücü bir aksesuar değil, tehlike
anında bir cankurtarandır. O nedenle yalnızca standartlara uygun yangın
söndürücü satın alalım.
HER ŞEY GÜVENLİĞİNİZ İÇİN
Emniyet Kemeri:
Aracınız size çarpmaz siz aracınıza çarparsınız. Tabii emniyet kemerini
takmamışsanız!
Emniyet kemerini takmak zorundayız. Ancak, çarpma anında araçtan fırlamamızı
veya ölümcül yara almamızı engelleyecek tek şey de işte bu kemerdir.
Çarpma sonucu araçtan fırlamışsanız, hep söylene geldiği gibi “emniyet kemeri
sıkıyor beni” sözünü belki bir kez daha söyleme şansına sahip olamayacaksınız.
Lütfen unutmayınız: “Emniyet kemerleri, tekerlekli sandalyeler kadar sıkıcı ve
bağlayıcı değildir.”
Araç suya gömüldüğünde ya da araçta yangın çıktığında emniyet kemeri bağlı ise
ölüm riskinin arttığı kanısı vardır. Oysa, emniyet kemeri takılmadığında çarpma
sonucu genelde bilinç kaybı oluşur ve kazazede bu nedenle dışarıya çıkamaz.
Kemer takıldığında, başın alacağı darbe azalacağı için, bilinç kaybı oranı
azalacaktır. Dolayısıyla bilinci yerinde kazazede, ister su altında olsun,
isterse yangın tehlikesi olan araçta, emniyet kemerini açarak dışarı
çıkabilecektir.
İki küçük uyarı daha:
*Emniyet kemeri ne çok sıkı ne de gevşek olmalı.
*Kısa mesafelerde bile takılmalı. Ya karşıdan gelenler sizin gibi dikkatli
değilse?
Koltuk başları sizce aksesuar mı?
Çarpmalarda yaralanma ve ölüm nedenleri arasında oldukça önemli yer tutan bir
öge de “ikinci darbe” denilen, başın hızla arkaya kaymasıdır. İşte boyun
kırılmalarıyla gelebilecek felç ya da ölümleri koltuk başları önler. Tabii
emniyet kemeri takılmak kaydıyla…
Lütfen onları aksesuar olarak görmeyelim.
ÇOCUKLARI TANIYOR MUSUNUZ?
Sevgili sürücümüz, sürücü eğitiminden geçtiniz.
Saatte 50 km hızla giden bir aracın kaç metrede durabileceğini ya da kavşaklarda
ilk geçiş hakkını biliyorsunuz; peki ya çocuklar?…
Çocuklara ilişkin her şeyi biliyor muyuz?
Çocuk bir şeye yoğunlaşmışsa, diğer tüm nesneler önemini yitirir. Kaçan bir top,
ona hızla akan trafiği unutturabilir.
Çocuk bir şeyi görüyorsa, gördüğü şey tarafından da görüldüğünü düşünür. Bir
aracın ya da minik bir çalının ardından aracınızı görüyorsa, sizin de onu
gördüğünüzü sanır. Ayrıca çocuk, otomobillerin farlarını göz yerine koyarak,
araçların çevreyi gördüğüne inanır. Ağzı, gözü olan araçların yer aldığı çocuk
resimlerini bir hatırlayın isterseniz!
Çocukların görüş açısı, kafalarının anatomik yapısı nedeniyle yetişkinlerden
daha dardır. Yani size oranla daha dar bir alanı görebilir.
Koşan bir köpeğin tüy, kuyruk ve kulaklarına bakarak, hareketini ve hızını
algılayabilen çocuk, karşıdan üzerine gelen aracın hareketini ve hızını
algılayamaz.
Çocukların dikkatleri çok daha çabuk dağılır. Önceden sizi görmüş olmasına
karşın, ani bir gelişme, başka bir şeye yoğunlaşmasına yol açabilir ve yaklaşan
tehlikeyi unutabilir.
Çocukları korna ile uyarmaya kalkışmayınız. Bu dikkatlerini dağıtabileceği gibi,
paniğe kapılmalarına da yol açabilir.
Öyleyse ne yapmalı?
Lütfen yerleşim birimlerinden geçerken, okul ve yaya geçitlerine yaklaşırken
hızınızı iyice azaltın ve çok daha dikkatli olun.
Sürücülük yaşamınızda çok yararını göreceğiniz bir davranış kuralı daha: “Sağ
ayağınızı frene basmak için değil, gazdan çekmek için kullanınız.”
Ya çocuk aramızdaysa?
Genelde öne oturmak isterler. Israrları sizi bıktırmasın. 10 yaşına kadar arkada oturmalarının yararlarını anlatın ve bu durumun yasal bir zorunluluk olduğundan söz edin. Bilgilendirirseniz ikna olacaklardır. Lütfen geleceğimiz ve herşeyimiz olan çocukları düşünelim.
YAYALAR…
Yayalar trafiğin en güçsüz ögeleridir. Bir yanda hızı yüz kilometreyi bulan ve
ağırlığı 1 tona yaklaşan ağırlıktaki metal kütleler, diğer yanda, saatteki hızı
5 kilometreyi bulmayan, ortalama 70 kilogram ağırlığındaki et ve kemikten
oluşmuş yaşayan organizmalar…
Öyleyse lütfen yayalara karşı biraz daha dikkat!…Özellikle de çocuklara…Yaya ve
okul geçitlerine yaklaşırken hızımızı azaltalım. Ve daha da dikkatli olalım.
ALKOL ve SİGARA
Pek çok kazanın nedeni olan alkol:
Alkol miktarı arttığında, kandaki oksijen azalır ve beyin yeterince oksijen alamadığı için fonksiyonlarını kaybetmeye başlar. Denge, görme, işitme fonksiyonlarında zayıflama olur. Yorgunluk, dikkat azalması, hafıza kaybı, intikal eksikliği, uyuşukluk, uyuklama, tepkisizlik, karar yanlışlığı oluşur. Uyarıcı etkileri de vardır alkolün. Korku azalır, kendine güven artar. Aşırı hız isteği artabilir. Lütfen alkollü araç kullanmayalım.
Dikkat sigara!
Sürücü koltuğunda sigara içmek riski az da olsa tehlikelidir. Sigarayı paketten
çıkartmak ve yakmak dikkati bir an da olsa akan trafikten uzaklaştırır. Bu durum
özellikle yoğun kentiçi trafiğinde tehlike oluşturur. Eğer kesinlikle sigara
yakacaksanız, kırmızı ışıklarda, araç tümüyle durunca gerçekleştirin bu işlemi.
Sigaranın külünü, kültablasına bakmadan silkeleyin. Külünüzü kesinlikle açık
camdan silkelemeye kalkışmayın. Hava akımı nedeniyle sıcak kül aracın içine
yayılabilir ve gözünüze kaçabilir.
Eğer herhangi bir nedenle sigaranın ateşi üstünüze ya da koltuğa düşmüşse, onu
oradan atmak için can havliyle direksiyon güvenliğini tehlikeye atmayın. Ya
yanınızdakinden yardım isteyin ya da aracınızı güvenli bir biçimde yavaşlatarak
sağa alın ve tümüyle durduktan sonra ateşten kurtulun. Belki gömleğiniz ya da
pantolonunuz yanabilir ama, yanık bir pantolon, çarpışmış bir araçtan daha az
can yakıcıdır.
Sigara izmariti ve külünü araç dışına atmak yasaklanmıştır. Çevre kirliliğine
yol açan bu davranış, bir de sönmemiş sigarayla yapılırsa, yangınlara yol
açabilir. Orman yangınlarının bazıları ne yazık ki bu nedenle çıkıyor. Hele
akaryakıt istasyonuna girmeden önce sigaramızı mutlaka söndürelim. Söndürmeyen
kişileri de uyaralım.
Daha da iyisi, gelin sürüş sırasında sigara içmeyip, bu olumsuzlukların tümünden
kurtulalım.
ARACINIZ TEMİZ Mİ?
Bakım kadar periyodik temizlik de önemlidir. Camları, farları, lambaları,
aynaları kirli bir araç görüş durumumuzu da olumsuz etkiler.
Araç temizliği konusunda size bir kaç önerimiz var:
*Aracınızı kendiniz yıkamak istiyorsanız gölgeye park etmenizde yarar var.
Böylece, temizlik malzemeleri araç üzerinde hemen kurumaz.
*Yıkamada sabun ya da oto şampuanı kullanın. Fırça yerine de gözeneksiz sünger.
Fırça ve gözenekli sünger, kum ve tozlarla dolar. Dolayısıyla aracın boyasını
çizer. Paspaslar yağlanmışsa yıkayın. Islak olarak yerleştirirseniz aracın
tabanında çürümeye yol açarsınız. Dış yıkamaya tavandan başlanmalıdır. Kovanın
dibindeki pisliği süngere bulaştırmamak için köpükle yıkamak gerekir. Kurulama
temiz bir bezle yapılmalıdır. Yıl boyunca arcınızı zaman zaman tümüyle
yıkatmakta yarar vardır. Yıkama sırasında frenler ıslanacağı için tamamıyla
kuruyana kadar aracı yavaş kullanmak gerekir.
ÇEVRE
Çevre konusunda duyarlı olmak gerekiyor. Aşırı yakıt tüketimine yol açabilecek
her arızayı vakit geçirmeden gidermeli. Egzoz gazı hem insanları hem de doğayı
etkiliyor. En çok da yaşlıları ve bebekleri…
Araca gereğinden fazla yük yüklemek, aşırı hızla sürmek, gereksiz aksesuarlar
takmak (aracın üstüne bagaj bağlayıp yük almak, fazladan dış aynalar takmak,
süsleyici şeyler ilave etmek, öne ve arkaya tamponların altına yere kadar sarkan
panel saclar takmak gibi), sıcak havalarda camları sonuna kadar açmak, lastik
havalarını kontrol etmemek, gereksiz yere aracı çalışır durumda tutmak, hem
yakıt tüketimini arttırır hem de havayı kirletir.
Gereksiz yere yapılan sert frenler, ani kalkışlar, hızlı dönüşler, hem
lastikleri yıpratır hem de yakıt israfına yol açar. Ayrıca, yol yüzeyinde
sürtünen lastiklerden kopan parçacıklar toprağı kirletir.
Araçların bakımı tamircilerde yapılmalıdır. Akaryakıt alırken, yağ
değiştirirken, bakım ve onarım yaparken yere dökülen yakıt veya motor yağı
toprağı kirletecektir.
Ayrıca araç yıkarken de çevreyi kirletmemeye özen göstermeliyiz.
MÜZİK DİNLEMEYİ SEVER MİSİNİZ?
Aman ne olur yüksek sesle dinlemeyelim. Hem diğer araçların uyarı için
çalacakları korna sesini duyamayız hem de dikkatimiz dağılabilir. Hele kaset
değiştirme işini araçtaki diğer yolculara bırakalım. Yalnız mısınız? Radyo ne
güne duruyor?…
Bir de camlarımızın ardına sızan müzik çevreyi rahatsız edebilir. Müziği
kendimiz dinleyelim başka ortaklar aramayalım.
ELİMİZ KORNAYA NE ZAMAN GİTMELİ?
*Yakın ileriyi göremediğimiz kavşak, dönemeç ve tepe üstü gibi yerlere
yaklaşırken, gelişimizi haber vermek için,
*Gerektiğinde karayolunu kullananları uyarmak için,
*Gündüz öndeki sürücüye geçme isteğimizi belirtmek için.
Bu durumlar dışında korna kullanılmamalıdır. Gereksiz yere kornaya basmak ya da
gereğinden uzun basmak çevremizdekileri rahatsız edecektir. Geçiş üstünlüğüne
sahip araçlarda bulundurulması gereken tipte korna ise takılamaz.
Korna ayarına da dikkat!
YOLCULUK
Yerleşim birimi dışında araç kullanmak, yerleşim birimi içinde araç kullanmaktan daha kolay gelebilir size. Ancak bu doğru bir kanı değildir. Yerleşim birimi içinde yeterince deneyim kazandıktan sonra yerleşim birimi dışında araç kullanılmalıdır. Uzun bir yolculuğa çıkmaya karar vermişsek, lütfen aracımızıiyi bir bakımdan geçirelim. Ayrıca, lastiklerimizin hava basınçlarını ölçelim.
Dinlenme
Unutmamamız gereken bir kural da, ticari amaçla yolcu ve yük taşıyan araç sürücülerinin karayolunda 24 saatlik bir süre içinde en fazla 9 saat araç kullanabileceğidir. İlk 5 saat sonunda ise 30 dakika dinlenmek gerekir. Bundan sonraki saatlerde yorgunluk daha da artacağı için sık sık molalar vermekte yarar vardır. Özel araç sürücüleri için bir sınırlama olmamasına karşın, onların da 2-3 saatte bir mola vermesinde yarar vardır.
Mola yalnızca bizim için değildir
Lütfen dayanıklılığımızı direksiyon başında sınamaya çalışmayalım. Bu molalar sadece bizim için değil, ısınmış lastiklerimiz için de gereklidir. Çünkü, araç hızla ve uzun kilometre yol aldığı sürece, lastik içindeki hava devamlı olarak hareket eder. Lastik gittikçe ısınır ve hava basıncı artar. Lastikler orta kısımlarından aşınmaya başlar. Tıpkı fazla şişirilmiş lastiklerde olduğu gibi…
Uykunuz gelirse
Kalan yolun kısalığı uykuyu engelleyemez. Bu nedenle uykunuz gelirse, uygun bir
yerde durup, yarım saat kadar uyuyun. Uyandıktan sonra, açık havada yapacağınız
basit birkaç egzersiz çok yararlıdır. Bu koşullarda yarım saatlik uykunuz, 2
saat daha araç kullanmanızı sağlayabilecektir.
Durduğunuz yerde koşullar uygunsa, 5-10 dakika toprak ya da çimde yatmanız,
vücudunuzda biriken durağan elektriğin boşalmasını sağlayacaktır.
Molalar kesinlikle araç dışında geçirilmelidir.
Verilen yemek aralarında ise hafif yiyecekler yemek gerekir. Direksiyon başında
ise bir şey yemek ya da içmek son derece sakıncalıdır.
HAVA KOŞULLARI ve SÜRÜCÜLÜK
YAZ:
Kış aylarının güç hava ve yol koşullarından çıkan araçların bakımı çok
önemlidir. Bahar sonu-yaz başında alınması gereken önlemlerin başlıcaları
şunlardır:
*Aracın alt bölümü toz ve çamurdan temizlenmelidir.
*Soğutma ve yağlama sistemi kontrol edilmeli, gerekli değişiklikler
yapılmalıdır.
*Soğutma sıvısındaki antifiriz oranı kontrol edilmelidir.
*Klimalı araçlarda, klima gazı kontrol edilmelidir.
*Fren hidroliği değiştirilmelidir.
*Lastiklerin hava ayarları yaz ölçülerinde yapılmalıdır.
*Gerekiyorsa lastik değişimleri yapılmalıdır.
*Araç uzun süre parkedilecekse güneşlik, mümkünse tente kullanılmalıdır.
Yazın araç kullanırken unutulmaması gereken bir kaç nokta:
*Camlarınızı açmak yerine havalandırmayı kullanınız. Açık camlar hem aracınızın
dengesini bozacak, hem de yakıt tüketimini artıracaktır.
*Kaliteli bir güneş gözlüğü yansımaları azaltacağı gibi, gözünüzün yorulmasını
da önleyecektir. Hele açık renkli gözlere sahipseniz, “gözlüksüz yola çıkmayın”
deriz.
*Aşırı sıcak uykunuzu getirebilir. Bu nedenle molalara ve yiyeceklere dikkat
etmenizi öneririz.
KIŞ:
Sonbaharın o güzelim günleri geride kaldı. Siz ve aracınız artık yağmur, kar,
çamur, sis, rüzgar ve buzun etkisi altındasınız. Görüş mesafeniz eskiye oranla
çok azaldı. Aracınızın bakım ve kontrolleri çok daha fazla önem kazandı. Bu
kontrol ve önlemleri şöyle sıralayabiliriz:
*Antifrizinizin donma derecesi ayarlanmalıdır.
*Termostatın durumu kontrol edilmelidir.
*Soğutma sisteminde kaçak olup olmadığı kontrol edilmelidir.
*Kalorifer sistemi gözden geçirilmelidir.
*Lastiklerin kontrolü ve hava ayarları yapılmalıdır. Kışın kullanacağınız
lastiklerin diş derinliği en az 3mm. olmalıdır.
*Akümülatör kontrol edilmelidir.
*Işık sisteminin ayarları ve şiddetleri kontrol edilmelidir.
*Fren sistemi gözden geçirilmelidir.
*Aracın boyası gözden geçirilmelidir.
*Silecekler ve su püskürtme sisteminin iyi durumda olması gerekir.
*Araçta bulundurulması zorunlu olan araç ve gereçlere, patinaj zinciri ve çekme
halatını eklemek gerekir.
Kış aylarında yollar kaygan ve görüş mesafesi az olduğu için hızın azaltılması
gerekmektedir. Lastik değiştirmek için en uygun mevsim sonbahardır. Böylece kışa
yeni lastiklerle girme şansı elde edilir.
*Islak ve kaygan yollarda hızınızı düşürün. Unutmayın ki durma mesafeniz yaz
aylarına oranla daha uzundur.
*Su birikintilerinden geçerken hızınızı iyice düşürün. Saatte 40 km’nin
üzerindeki hızlar, kızaklanmaya ve aracın kontrolden çıkmasına yol açabilir.
*Su birikintilerine olabildiğince tek taraflı girmemeye çalışın.
*Yağışlı havalarda erken ve yumuşak fren yapın. Daha da iyisi,sağ ayağınızı
frene basmak için değil, gazdan çekmek için kullanın.Uygun vitesin size
sağlayacağı kompresyon freni servis freninden daha güvenlidir.
*Karlı havalarda yola çıkmadan önce, aracınızın üzerinde biriken karı tümüyle
temizleyin, yalnızca camları temizlemekle yetinmeyin.
*Gerektiğinde zincir takmaya üşenmeyin.
*Buzlanan camları temizlemek için eritici spreyler kullanın.
*Aracınızı çalıştırırken, radyatörün önüne koyacağınız bir karton ya da mukavva,
aracınızın daha çabuk ısınmasını sağlayacaktır. İlk ısınmayı çok uzun tutmadan,
düşük vitesle 1-2 km yol yapmak, aracınızı uygun ısıya getirecektir.
*Jigle kullanma, aracın çalışmasını çabuklaştırır.
Küçük bir hatırlatma:
Kış aylarıyla birlikte, ayağımızı sıcak tutan bot ve çizmeler ne yazık ki,
güvenli ve kolay sürüş için tehlike oluşturur. Kalın ve geniş tabanlı bot ve
çizmeler, hem pedalları hissetmemizi engeller, hem de bileğimizin esnekliğini
azalttığından, pedal hakimiyetini güçleştirir. Tabandaki yivlere dolan kar ve
çamurun pedallarda yaratacağı ıslaklık ve kir de cabası. Öyleyse ne yapmalı?
Aracınızda bulunduracağınız yumuşak, ince tabanlı bir ayakkabı tüm bu sorunlara
çözüm olacaktır. Aracınıza binip inerken yalnızca 1-2 dakika alacak bu
değiştirme işlemi, sürüş güçlüğü ve güvensizliğinden daha iyi değil midir?
İŞARETLEME
Bir kaza klasiği: İşaretlememe ve yanlış işaretleme
Kaza nedenleri arsında arızalı aracın taşıt yolundan çıkartılmaması,
işaretlenmemesi ya da yanlış işaretlenmesi önemli bir yer tutmaktadır.
Pek çok sürücü bir dönemeçten ya da tepe üstünden sonra ansızın karşılarına
çıkan arızalı bir aracın yarattığı tehlikeyi yaşamışlardır. Hiç bir işaret
koymaksızın ya da taş dizerek, yola ilk yardım çantası, bidon, kriko ve benzeri
şeyleri koyarak; üstüpü, eski lastik yakarak yanlış işaretleme yapan araç
sahipleri, ne yazık ki ölümcül kazaların sorumlusu olmaktadırlar. Ünlü ralli
sürücüsü Renç Koçibey’in de işaretlenmemiş bir araca çarparak yaşamını
yitirdiğini hatırlayalım ve lütfen kurallara uygun işaretleme yapalım.
Uygun işaretleme, aracın acil uyarı ışıklarını yakarak ve aracın önüne ve
arkasına, uygun yerlere reflektör konularak yapılır. Reflektörün bir kenarı 45
cm uzunluğunda eşkenar üçgen biçiminde olması ve her kenarında 5 cm’lik
yansıtıcı yüzey bulunması zorunludur. Ayrıca reflektörün, rüzgar nedeniyle
devrilmeyecek yapıda ayaklarının olması da kurallardandır.
Görüşü kapalı, dönemeç ve tepe üstü gibi yerlerde reflektörün araçtan en az 30
metre uzağa ve diğer sürücüler tarafından en az 150 metreden görülebilecek
biçimde yerleştirilmesi zorunludur.
Tehlikeli madde taşıyan araçların bozulup yolda kalması durumunda, kesinlikle
kırmızı ışıkla işaretlenmesi ve başında beklenerek gözetim altında tutulması
zorunludur.
ARKA CAM GERİYİ GÖRMEK İÇİNDİR
Arka cam sürücülerin geriyi görebilmeleri içindir. Ne var ki, kimi sürücüler
arka camın önünü geriyi göremeyecek tarzda kullanmaktadırlar.
Camın önündeki bölmeye giyecek, çanta, fotoğraf makinesi, yiyecek ve içecek
malzemeleri koydukları gibi gereksiz aksesuarlarla da doldurmaktadırlar. Arka
cama çeşitli tip ve boylarda çıkartmalar yapıştırmaktadırlar. Oysa bunların tümü
yasaktır. Ve bu yasaklar, trafiğin güvenli bir biçimde yürümesi için
konulmaktadır.
Arka camın önündeki bölmeye konulan sert cisimler ciddi bir tehlike kaynağıdır.
Bu cisimler sert bir frende, yolcuların başlarına bir mermi hızıyla çarparak
ciddi yaralanma ve kazalara yol açabilmektedirler. Lütfen biraz daha dikkat!
SAVUNUCU SÜRÜCÜLÜK
“Yalnızca kuralları bilmekle, hata yapmamakla iyi sürücü olunmaz. Eğer
karşındakinin yaptığı hatayı giderebiliyorsan, o zaman iyi sürücü olursun.”
1960’lı yıllarda Ankara’da taksi sürücülüğü yapan bir bayana ait bu sözler. Ve
bu sözler “savunucu sürücülük” kavramının temel bir ilkesini tanımlıyor: Trafik
ancak tüm ögelerinin kaçınılmaz bir uyum içinde olmasını gerektiriyor.
Yani siz hata yapmayabilirsiniz, kurallara tümüyle uyarsınız. Ancak, bir
başkasının hatası yine ölümcül kazalara yol açabilir.
Öyleyse ne yapmalı?
“Hakkınızdan vazgeçebilirsiniz; aklınızdan asla!…”İşte savunucu sürücülüğün en temel ilkesi: Hoşgörü. Hata yapanları bağışlayabilirsiniz. Tabi ki aynı yanlışı yinelememesi için uyarmayı gözardı etmeden.
Sabır…
Eğer gece yarısı boş bir yolda kırmızı ışıkta durduğunuz için size korna çalan, sellektör yapan bir sürücü olursa, lütfen yeşil ışık yanana kadar hareket etmeyin ve ısrarla diğer sürücüye ışığı gösterin. Gerekirse aracınızdan inip, sabırla trafik kurallarının herkesin can ve mal güvenliği için konduğunu anımsatın ona.
İyiniyet…
İki yönlü bir yolda karşıdan gelen ve sola dönmeye çalışan bir araca
yaklaşıyorsunuz. Trafiği tehlikeye düşürmemek koşuluyla, ayağınızı gaz
pedalından 1-2 saniye kaldırmakla ve yol verdiğinizi gösterecek bir işaretle,
diğer sürücüye dönüş şansı verebilirsiniz. Böylece hem diğer sürücüyü bir
sıkıntıdan kurtarırsınız, hem de trafiğin sıkışmasını önlemiş olursunuz. Sıkışık
ve çok ağır akmakta olan bir trafik ortamında park yerinden trafiğe katılmaya
çalışan bir sürücüye yol vermeniz, size bir şey kaybettirmez; diğer sürücünün
riske girmesini engeller.
Yakın bir gelecekte yol verdiğiniz insanların, diğer sürücülere, kimbilir
belkide size yol verdiğini görmek mutluluğunu da yaşayabilirsiniz.
Savunucu sürücü, trafiğin tüm ögelerini kollayan, koruyan ve potansiyel
tehlikeleri göz önünde bulunduran sürücüdür. Dolayısıyla trafiğin ögelerinden
biri olan karayolu ve elemanlarını da korur. Karayollarının yapım, bakım, onarım
çalışmaları, gerekli trafik işaretlemelerinin yapılması milyonlarca liraya mal
olmaktadır. Yapılan çalışmalar trafikteki güvenliğimiz içindir. Ancak, kötü
kullanım nedeniyle yapılan harcamalar artmaktadır.
Yol çizgileri üzerinde araç sürmek nedeniyle, çizgiler kısa sürede
silinmektedir.
Trafik işaret levhaları üzerine yazı yazmak, çizmek, şekillerini bozmak,
yerlerini değiştirmek, hatta ortadan kaldırmak, önlerine görülmelerini
engelleyecek şeyler koymak yasaklanmıştır. Ancak ne yazık ki bunlar da
yapılmaktadır.
İşte savunucu sürücülük, bütün bunları yapmamaktır.
ŞEHRİNİZİ TANIYOR MUSUNUZ?
Gideceğimiz yeri iyi biliyorsak, kısa mesafeden ve fazla yakıt tüketmeden ve
çevreyi daha çok kirletmeden oraya ulaşabiliriz.
Bir düşünün, gideceğiniz adresi sora sora bulmaya çalışmak, trafiği aksatacak,
yanlış tarifler fazla yol katetmenize neden olacak, yakıt tüketiminiz
artacaktır. Üstelik yorulacak ve sinirleneceksiniz. İşte bu nedenle gelin siz de
bir şehir planı edinin. Yolda zaman yitireceğinize şehir planı üzerinde biraz
zaman yitirin. Bunu lütfen bir alışkanlığa dönüştürelim.
SİZİN BİR GÜZERGAHINIZ OLMALI
Belirli yollardan gitmek yolu tanımanızı ve olası tehlikeleri bilmenizi sağlar. Bu güzergahı seçerken trafik yoğunluğunun fazla olmamasına dikkat edin. Çünkü, yoğun trafik hem aracınızı hem de sizi yorar. Zaman kaybı, yakıt tüketimi, kazaya karışma riski yoğun olmayan trafikte daha azdır.
KARAYOLU HARİTASINI KULLANABİLMEK
Yolculuk öncesi gidilecek yer karayolları haritasından saptanmalı. Böylece
varmak istediğiniz yerin kaç kilometre olduğunu bilir, hangi yolları
kullanacağınıza karar verir ve hatta mola yerlerinizi bile saptayabilirsiniz.
Bütün bunlara ek olarak bir de trafik işaretlerine dikkat etmemiz gerekiyor…